Safra kesesi taşı nedir?
Safra kesesi, karaciğerin altında bulunan armut şeklinde bir kesedir. Karaciğerde üretilen safrayı depolar ve konsantre eder. Safra, yeşilimsi kahverengi bir alkali sıvıdır ve içeriğinde atık ürünler, kolesterol ve safra tuzları bulunur. Safra, bir sindirim enzimi değildir; ancak safra tuzu, büyük yağ damlacıklarını parçaladığı için sindirime benzer şekilde işlevi vardır. Safranın kimyasal içeriği karaciğerden gelen kolesterolün çözünmesine yeterlidir; ancak bazen karaciğerden fazla kolesterol atılabilir ve bu aşırı kolesterol kristalleşerek zamanla taş oluşumuna neden olabilir.
Safra kesesi taşları genelde 40 yaş civarında ve daha çok kadınlarda ve kilolu kişilerde görülmekle birlikte ortalama her 10 kişiden birinde görülür. Genelde zararsızdırlar ve acil ameliyat gerektirmez; ancak safra kanallarını tıkayan safra taşları, safra kanallarında, pankreasta ya da karaciğerde hayatı etkileyecek derecede ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Bu nedenle takip edilmeleri gerekir.
Safra taşlarının türleri nelerdir?
Safra taşları içlerindeki bileşene göre genellikle iki gruba ayrılırlar: Kolesterol ve pigment taşları. Safra taşlarının yapısı incelendiğinde temel elemanlar olan kolesterol, safra pigmenti ve kalsiyumun yanında az miktarda demir, fosfor, karbonhidratlar, hücre artıkları ve mukusa da rastlanır.
Safra kesesi taşı belirtisi nelerdir?
Safra kesesi taşlarının büyük çoğunluğu yaşam boyu herhangi bir belirti vermez, tesadüfen saptanır. Ancak bu hastaların yaklaşık yüzde 12’sinde bilirubinin yeterli derecede atılamamasına bağlı olarak çeşitli belirtiler görülebilir. Bu kişilerde üst karın bölgesinde ağrı, sırta ve sağ omuza yayılan bıçak saplanır şeklinde ağrı, mide bulantısı, kusma, ateş, titreme, sarılık, karın şişkinliği, yağlı gıda tüketimiyle gelişen hazımsızlık, geğirme ve gaz gibi şikayetler izlenir.
Safra kesesi taşları nasıl teşhis edilir?
Tanı için ayrıntılı tıbbi öykünün alınması ve muayene yapılması gerekir. Ardından tam kan sayımı, karaciğer fonksiyon testleri, bilirubin, amilaz, idrar tahlili ve karın bölgesi ultrasonografisi yaptırılır. Şikayetler olmasına karşın ultrasonda herhangi bir sorun saptanamayan durumlarda oral kolesistografi (safra kesesi ve safra kanalları da dahil olmak üzere safra sisteminin sintigrafisi) çekilir. Gerekli görülürse bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans (MR) ve endoskopik retrograd kolanjiyopankreatografi (ERCP), perkütan transhepatik kolanjiyografi (PTC) de tanı amaçlı kullanılır.
Safra kesesi taşları nasıl tedavi edilir?
Safra kesesindeki taşların tedavisi, cerrahi ve cerrahi dışı olmak üzere ikiye ayrılır. Çok şiddetli belirti veren safra kesesi taşları için cerrahi yöntem uygulanır. Safra kesesi ameliyatla çıkarılır.
Günümüzde açık ameliyattan ziyade laparoskopik safra kesesi ameliyatları tercih edilir.
Cerrahi dışı tedaviler ise ameliyatı kaldıramayacağı belirlenen riskli hastalarda veya ameliyatı kabul etmeyenlerde kullanılır. Litolitik ajanların (taşların eritilmesini sağlayan ilaçlar) kullanıldığı bu tedavilerin başarılı olabilmesi için safra kesesinin fonksiyonunu kaybetmemiş olması ve safra taşının saf kolesterol taşı olması gerekir. Tedavi başarısı kalıcı olmaz. Tedavinin ardından hastaların yarasında yeniden taş oluşumu görülür.
Safra kesesi taşları tespit edildiği anda alınmalı mıdır?
Her safra kesesi taşı ameliyat gerektirmemektedir. Eğer oluşan safra kesesi taşı üst karın bölgesinde ağrı, sırta ve sağ omuza yayılan bıçak saplanır şeklinde ağrı, mide bulantısı, kusma, ateş, titreme, sarılık, karın şişkinliği, yağlı gıda tüketimiyle gelişen hazımsızlık, geğirme ve gaz gibi şikayetlere yol açmamışsa kişiye senelik takip önerilir.
Safra kesesi olmadan yaşanır mı?
Safra kesesi taşı ameliyatında safranın tamamı alındığı için kişi hayatına safra kesesi olmadan kolaylıkla devam edebilir.
Safra kesesi vücutta depo görevi görür. Ameliyat sonrası safra kesesinin depo görevi ortadan kalktığı için, karaciğerden salgılanan safranın miktarını vücut kendi ayarlamaya başlar. 7-10 gün içerisinde de hastalar yeni sindirim sistemlerine alışmaya başlar.